Makale
Le Pen’in yükselişi ne anlama geliyor?
PerÅŸembenin geliÅŸi çarÅŸambadan belliydi. Öteden beri ırkçı ve göçmen karşıtı söylemleriyle öne çıkan Marine Le Pen'in liderliÄŸini yaptığı “Ulusal Cephe” zaten anketlerde birinci parti çıkıyordu. Resmi olmayan ilk sonuçlara göre Ulusal Cephe yüzde 30'a yakın bir oy aldı. Nicolas Sarkozy'nin partisi “Cumhuriyetçiler” ikinci, CumhurbaÅŸkanı François Hollande'ın ve BaÅŸbakan Manuel Valls'in partisi “Sosyalist Parti” ise üçüncü sırada.
13 Aralık'taki ikinci tur seçimlerde de Ulusal Cephe'nin birinci parti çıkması durumunda Fransa'da siyaset yeni gerilimlere sahne olabilir. Yerel seçimlerin ikinci turunda Ulusal Cephe'nin önünü kesmek için “Cumhuriyetçiler” ile “Sosyalist Parti”nin iÅŸbirliÄŸine gitmesi –bir iki önemsiz giriÅŸim dışında– beklenmiyor. “Cumhuriyetçiler” iÅŸbirliÄŸine sıcak bakmıyorlar.
Bölgesel yönetimlerin bilhassa ulaşım, eÄŸitim ve ekonomi politikaları üzerinde çok geniÅŸ yetkilerinin bulunması göçmenlerin hayatını daha da zorlaÅŸtırabilir. Ulusal Cephe'nin ikinci turda da birinci çıkması iktidardaki Sosyalist Parti'yi köşeye sıkıştırabilir. Fransa'nın “Euro bölgesi”nden çekilmesini savunan Ulusal Cephe'nin zaferi “Avrupa BirliÄŸi”ni tehlikeye atar.
Ekonomideki durgunluk, iÅŸsizlik, göçmenlerin sorunları ve diÄŸer yandan Paris'teki saldırılar Fransa'da radikal politikaları alevlendiriyor. 2017'de yapılacak olan cumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinde yeniden aday olması beklenen Sarkozy'nin “seçmenin verdiÄŸi mesajı anladık” mealinde konuÅŸması göçmen karşıtı ve “Ä°slamofobik” söylemlerin artacağı iÅŸaretini veriyor.
Ulusal Cephe'nin müslüman göçmenleri Fransız toplumunun bütünlüğüne karşı tehdit olarak gösteren söylemlerinin kamusal alanda karşılık bulması tehlikeli bir gidiÅŸatın göstergesiydi. Daha büyük tehlikeyse, aralarındaki nüans farklarına raÄŸmen saÄŸ ve sol partilerin 'müslüman nüfus'u potansiyel bir tehdit olarak görmeleri. Ä°slami hareketler üzerine yaptığı araÅŸtırmalarla tanınan Oliver Roy, “Charlie Hebdo” dergisine düzenlenen saldırıdan sonra, ”Le Monde” gazetesinde “Varolmayan bir cemaatten korkmak” baÅŸlıklı çarpıcı bir analiz yayınlamıştı.
SaÄŸ ve Sol partilerin müslüman göçmenlere bakış açılarını eleÅŸtiren Roy analizini, “Ä°ki karşıt söylem aslında aynı muhayyel Müslüman cemaati fantazması üzerine kurulmaktadır. Bir Müslüman cemaati yoktur, Müslüman bir nüfus vardır. Bu basit tespiti kabul etmek bile, halihazırdaki ve gelmekte olan histeriye karşı iyi bir panzehir olur” diye bitirmiÅŸti. GeliÅŸmelere bakılacak olursa Roy'un saÄŸduyulu bakışının pek karşılık bulduÄŸu söylenemez.
Gerek “Cumhuriyetçiler” ve gerekse “Sosyalist Parti”, Ulusal Cephe'nin yükseliÅŸini önlemek için, ondan çok da geri kalmayan daha radikal söylemlere yönelebilirler. Nitekim Sarkozy, İçiÅŸleri Bakanı'yken banliyölerde yaÅŸayan müslüman göçmenlere karşı aÅŸağılayıcı bir dil kullanmış ve sert önlemler alınmasını savunmuÅŸtu. Sarkozy bu söylemleriyle cumhurbaÅŸkanı seçilmiÅŸti. Sarkozy, cumhurbaÅŸkanı olmak için aynı politikayı daha üst perdeden sürdürebilir.
Öte yandan Fransa'da yerel seçimlerin ilk turunda katılımın yüzde 53,6'da kalması Fransız seçmeninde “seçimlere yabancılaÅŸma”nın alarm verici düzeyde olduÄŸunu gösteriyor. BaÅŸbakan Manuel Valls'in seçim mitinglerinde seçmenlere sandığa gitmeleri yönünde yaptığı çaÄŸrılar sonuç vermedi. Seçimlere yabancılaÅŸma çoÄŸun radikal akımların ve aşırı sağın güçlenmesiyle sonuçlanıyor. Ulusal Cephe'nin yükseliÅŸinin Avrupa'daki ırkçılık ve göçmen karşıtı hareketlere ivme kazandırması ise daha büyük felaketlere kapı aralayabilir.
Henüz yorum yapılmamış.